Ara Güler: "İstanbul'un Gözü" Olarak Tanınan Fotojurnalist

Kapak Fotoğraf Kaynak:AA

Ara Güler, Türkiye'nin uluslararası alanda en çok tanınan fotojurnalistlerinden biri olarak kabul edilir. Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı olan Güler, özellikle 1950'li ve 60'lı yıllarda çektiği siyah-beyaz İstanbul fotoğraflarıyla tanınmış ve "İstanbul'un Gözü" veya "İstanbul Fotoğrafçısı" gibi lakaplarla anılmıştır.

16 Ağustos 1928'de İstanbul, Beyoğlu'nda doğan Güler, kariyerine gazetecilikle başlamış ve uluslararası ajanslar için çalışarak dünyanın dört bir yanında önemli anları ve kişileri belgelemiştir. Kendisini bir sanatçıdan çok, bir "görsel tarihçi" olarak tanımlayan Güler, fotoğraflarında insan unsurunu ve yaşanan anın gerçekliğini ön planda tutmuştur.

Kariyerinin Başlangıcı ve Uluslararası Yükselişi

Ara Güler'in babası, İstiklal Caddesi'nde bir eczaneye sahipti ve sanat dünyasıyla yakın ilişkileri vardı. Bu çevre, Güler'in genç yaşta sinemaya ilgi duymasına neden oldu ve Muhsin Ertuğrul'dan drama dersleri aldı. Ancak sinema yerine gazeteciliği tercih ederek 1950 yılında Yeni İstanbul gazetesinde fotojurnalist olarak çalışmaya başladı. Aynı dönemde İstanbul Üniversitesi'nde ekonomi eğitimi aldı ve daha sonra Hürriyet gazetesine geçti.

Güler'in uluslararası kariyeri, 1958'de Amerikan Time-Life dergisinin Türkiye ofisini açmasıyla başladı ve derginin ilk Yakın Doğu muhabiri oldu. Kısa süre sonra Paris Match, Stern ve The Sunday Times gibi önemli uluslararası yayınlardan işler almaya başladı. 1961'de, fotoğraf dünyasının en prestijli ajanslarından biri olan Magnum Photos'a Henri Cartier-Bresson ve Marc Riboud tarafından davet edildi. Aynı yıl, Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği'ne (ASMP) kabul edilen tek Türk üye oldu.

Kaynak Fotoğraf:Arkaplan Sanat

İstanbul Fotoğrafları ve Sanat Dünyası Portreleri

Ara Güler'in çalışmaları denince akla ilk gelen, 1950'li ve 60'lı yıllarda Leica kamerasıyla çektiği melankolik siyah-beyaz İstanbul fotoğraflarıdır. Bu kareler, şehrin o dönemdeki ruhunu, gündelik yaşamını ve insanlarını yansıtan önemli belgeler olarak kabul edilir.

Kariyeri boyunca dünyanın farklı yerlerine seyahat eden Güler, aynı zamanda döneminin en önemli sanatçılarını ve politikacılarını da fotoğrafladı. Portrelerini çektiği isimler arasında Pablo Picasso, Salvador Dalí, Alfred Hitchcock, Indira Gandhi, Maria Callas ve Bertrand Russell gibi figürler bulunmaktadır. Bu çalışmaları, onun uluslararası alandaki konumunu daha da güçlendirmiştir.

Bir Fotojurnalistin Felsefesi: "Görsel Tarihçi"

Ara Güler, kendisini hiçbir zaman bir fotoğraf sanatçısı olarak görmedi. Ona göre fotoğraf, gerçeği yansıtan bir belgeydi ve asıl amacı, insanların yaşamlarını, acılarını ve anlarını kaydederek bir bellek oluşturmaktı. Bu nedenle kendisini bir "görsel tarihçi" olarak tanımlıyordu. Fotoğraflarında insan varlığına büyük önem veriyor ve "Ayasofya'nın fotoğrafını çekerken, oradan geçen insan önemlidir, çünkü o hayatı temsil eder" diyerek bu felsefesini özetliyordu.

Kaynak Fotoğraf:Akşam

Mirası ve Eserleri

Ara Güler, 17 Ekim 2018'de 90 yaşında İstanbul'da vefat etti. Geride yaklaşık 800.000 fotoğraftan oluşan devasa bir arşiv bıraktı. Eserlerinin bir kısmı, 2018 yılında İstanbul'da açılan Ara Güler Müzesi'nde sergilenmektedir.

Kariyeri boyunca Fransa'dan Légion d'honneur Nişanı ve New York'tan Lucie Yaşam Boyu Başarı Ödülü gibi birçok uluslararası ödüle layık görülen Güler, çalışmalarıyla sadece bir şehrin değil, bir dönemin de görsel hafızasını oluşturmuştur.

İçerik Kaynak:Wikipedi

Yorum Yap